DERYA AYDOĞAN [email protected]

AKP hükümeti sanata uyguladığı sansürleri, yasalaştırmaya çalışıyor. Sinema ve tiyatro eserleri olmak üzere birçok alanda tütün ürünlerinin gösterilmesine artık izin verilmeyecek. Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda kabul edildi.

Kabul edilen teklifle; televizyonda yayınlanan programlarda, filmlerde, dizilerde, müzik kliplerinde, reklam ve tanıtım filmlerinde, sinema ve tiyatrolarda gösterilen eserlerde, internet, topluma açık olan sosyal medya ve benzeri ortamlarda tütün ürünlerinin görüntülerine yer verilemeyecek. Sanat eserlerine uygulanan bu sansürün topluma ve sanata etkileri hakkında, sinemacı Kıvanç Sezer, oyun yönetmeni Harun Güzeloğlu ve eleştirmen yazar Atilla Dorsay ile konuştuk.

Bu tarz sansürler İran’da var

sanata-sansure-kilif-528992-1.
Yönetmen Kıvanç Sezer:
Sansürün her türlüsü sinemaya zarar verir, bu da onlardan biri… Bu tür sansür uygulamaları çoğu zaman otosansür üzerinden işletilmek istenir. Sinema ya da televizyonda ya da bütün mecralarda her şeyi yasaklayıp, istediğiniz gibi olmasını isteyemezsiniz. O sahneler tamamen yazar öyle istediği için de yazılabilir, karakterler sigara içebilir. Bu sinemada, hayatının her alanıyla ilgili bir şeyler söyleme potansiyalidir. Bu tarz uygulamalar biliyorsunuz ki, İran’da yapılıyor, kadınların saçları gösterilmiyor ya da cinsellikle ilgili sahneler gösterilmiyor. Küçük küçük sansürlerle başlayıp, bunu genişletmeye çalışıyorlar. Ben buna tabii ki karşı çıkıyorum, doğru bulmuyorum. Düşüncem bu yöndedir.

Sigara ile mücadelenin yolu bu değildir

sanata-sansure-kilif-528993-1.
Eleştirmen, Yazar Atilla Dorsay:
Dönemi hiç kale almaksızın söylüyorum, sinemanın bütün eserlerde sigaranın yasaklaması ya da buzlanması çağdışı bir tavırdır. Şimdi anlaşılan bu sansür bu daha da genişletilmek isteniyor. İnsanlık tarihinde sigara içmenin adeta moda olduğu hatta teşvik edildiği dönemler oldu. Örneğin;1930’lar ve 40’lar… Herkes adeta fosur fosur sigara içti. Bir klasik filmden bu sahneleri nasıl çıkaracağız? Bir Kazablanka’yı sigarasız düşünebilir miyiz? Sigara içmem, içilmesine de teşvik etmem ama sigara ile mücadelenin yolu bu değildir. Tütün kullanımı hayatının bir gerçeğidir ve sanat eserlerinde gösterilmelidir. Gerçeğin bir kısmını görmezden gelerek ya da üstünü örterek sanatı hiçbir yere vardıramazsınız.

Yaşama ayna tutan bir sanata, aynada yaşamdan izleri görmek istemiyorum diyemezsiniz

sanata-sansure-kilif-529053-1.

Yönetmen Harun Güzeloğlu:

Bu meselenin tiyatro açısından karşılığı çok tartışmalı. Neden? Şöyle ki tütün mamüllerini özendirecek bir reklamı, ya da reklama ve özendirmeye dönüşebilecek uygulamalara yasak getirebilirsiniz. Çünkü o mecra zaten ekonomik ve ticari bir alan. Ama bir tiyatro oyununa aynı muameleyi yapamazsınız. Bir karekterin tükettiği tütün mamülü, işlediğiniz konuya göre o karakterin yapı taşlarından biri olabilir. Bunu böyle kurmak da sanatın özgürlüğüdür. Sahne üzerindeki oyun kişileri hayata aittir ve oradan sahne üzerine taşınır. Sahneye taşınırken, zaten sahne dışında karakterine yerleşik özelliklerini eksiltemezsiniz, ki üzerine daha bir sürü ayrıntı ve detay eklemek gerekir o oyun kişisinin. Siz sigara içmesin, alkol tüketmesin diyemezsiniz. Yaşama ayna tutan bir sanata, aynada yaşamdan izleri görmek istemiyorum diyemezsiniz. Bir de zaten tiyatro öylesi bir reklam ve pazarlama alanı değil. Tütün ya da alkolü özendirici olacak şekilde işleyecek bir sanat değil zaten tiyatro. Bu sansür çabalarının bin türlüsünü bin yıldır bin kez yenmiş bir sanattır ayrıca tiyatro.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz