Şu anda, Samanyolu Galaksisi’nin sınırında, Dünya isimli gezegen üzerinde oturuyoruz. Galaksimizin merkezindeki karadelikten binlerce ışık yılı uzakta, Orion-Kuğu Kolu üzerindeyiz. Kitaplarımızda ise, aşağıda gördüğümüz gibi muhteşem güzellikte fotoğraflar görüyoruz: Galaktik bir merkezin etrafında dönüp duran yıldızlara ait fotoğraflar… Bizim yerimizi bu galaksi içerisinde gösteren fotoğraflar…

Peki eğer ki bugüne kadar Samanyolu Galaksisi dışarısına hiçbir kamera göndermediğimize göre, bu fotoğrafları nasıl çekiyoruz? Ya da daha doğrusu şöyle sormalıyız: bu fotoğrafları nasıl elde ediyoruz?

Samanyolu Galaksisi’nin bir kısmını gökyüzüne her baktığımızda görüyoruz: Gözümüzle görebildiğimiz ve her gece gökyüzünü süsleyen bütün yıldızlar Samanyolu Galaksisi içerisinde yer alıyor. Ülkemizin en önde gelen astrofotoğrafçılarından olan ve bu içerikteki görsellere de katkı sunmuş olan Mehmet Ergün’ün en aşağıdaki çalışmaları, bunu harika bir şekilde gösteriyor (kendisini Facebook ve Instagram üzerinden takip edebilirsiniz).

Ancak eğer ki gerekli ışık şartları sağlanabilirse, Samanyolu Galaksisi’nin merkezi de, silik bir bant gibi gökyüzünde görülebilir. Bu silik bant yüzyıllardır insanlar tarafından gözlenmektedir ve zaten bu siliklik, İngilizcede adı “Milky Way” (Sütlü Yol) olan galaksimize adını vermiştir. Bir diğer örnek:

Gezegenimiz galaktik merkezin 27.000 ışık yılı uzağında yer alır. Ayrıca galaksimizin 1.000 ışık yılı olan genişliğinin de yaklaşık olarak ortasında yer almaktayız. Yani galaksimizi gerçekten devasa bir hokey pakı gibi düşünebilirsiniz. Galaksimizin de hokeyde kullanılan ve “pak” adı verilen yassı “top” gibi bir çapı ve kalınlığı vardır. Ancak hokey pakının 7.62 santimetrelik çapı ve 2.54 santimetrelik kalınlığının aksine Samanyolu Galaksisi’nin çapı yaklaşık 100.000 ışık yılı (yaklaşık 94.605.284.000.000.000.000.000 santimetre), kalınlığı ise yaklaşık 1.000 ışık yılıdır (yaklaşık 946.052.840.000.000.000.000 santimetre).

Bu mesafeler düşünüldüğünde, galaksimizin fotoğrafta görüldüğü gibi görüntülerini almamız imkansızdır. 1977 yılında uzaya gönderilen Voyager 1 isimli uydu, gezegenimizden en uzakta bulunan uydudur ve henüz gezegenimizden sadece 1.347.963.771.200.000 santimetre uzaktadır (ve her geçen saniye bu mesafe artmaktadır). Hatta ola ki Samanyolu Galaksisi’ni bu şekilde “kabak gibi” gösterecek bir kameramız bulunsaydı bile, bugün bildiğimiz yöntemlerle bu kameradan tek bir fotoğraf almamız birkaç bin yıl sürerdi.

Bu Durumda Bu Fotoğraflar Nereden Geliyor?

Sorunun kısa cevabı şu: İnternette gördüğünüz galaksi fotoğraflarının tamamı bilim sanatçılarının eseridir.

Ancak bu eserlerin hiçbiri uydurma değildir. Bu fotoğraflar, örneğin Hidrojen’in nötral ve iyonize halinin yoğunluğundan yola çıkarak, yıldızların hareketini dikkate alarak, Samanyolu Galaksisi ile ilgili bildiklerimiz göz önüne alınarak yapılır.

Öte yandan, bizim haricimizdeki galaksilerin fotoğraflarını doğrudan çekebiliriz. Örneğin bilimsel adı M31 olan Andromeda Galaksisi veya M51 isimli Anafor Galaksisi’nin doğrudan tepeden fotoğraflarını çekebiliriz. Bu fotoğraflar bize kendi galaksimiz hakkında da bilgiler verir.

Uzun lafın kısası internette gördüğünüz Samanyolu Galaksisi fotoğrafları, galaksimizin neye benzediğini gerçeğe en yakın şekilde gösteren; ancak “fotoğraf” olmayan görüntülerdir.

Galaksimizin Hiçbir Kısmını Mı Fotoğraflayamıyoruz?

Hayır, galaksimizin büyük bir kısmını fotoğraflayabilmekteyiz. Ancak yalnızca galaksinin “içerisinden” görüntü alabiliyoruz. Çünkü galaksinin bir kenarında bulunuyoruz ve tüm kameralarımız bu açıdan bakmak zorunda. Buna rağmen galaksimiz hakkında belki de dışarıdan alamayacağımız kadar değerli bilgilere ulaşabiliyoruz. Örneğin az önce de belirttiğimiz gibi galaksimizin merkezini kenardan görebiliyoruz. Galaksimizin çapı boyunca görebiliyoruz, hatta bulunduğumuz konumdan kalınlığının da bir kısmını görüntüleyebiliyoruz. Ancak diğer galaksilere yaptığımız gibi dışarıdan görüntüler (henüz) alamıyoruz.

Gezegenimizin konumuna bağlı olarak aldığımız görüntüleri birbirine bağlayarak panaromik fotoğraflar yaratabiliyoruz. Bu sayede galaksimize ait fotoğraflarımız da bulunuyor, ancak bunlar dışarıdan çekilmiş fotoğraflar değiller.

Kaynak: EvrimAgaci.org

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz